2.gün otelimizdeki sabah kahvaltısını aldıktan sonra ilk durağımız Galata Kulesine gidiyoruz. Galata Kulesi ya da müze olarak kullanılmaya başlaması sonrasındaki adıyla Galata Kulesi Müzesi, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan bir kuledir. Adını, bulunduğu Galata semtinden alır. Galata Surları dahilinde bir gözetleme kulesi olarak inşa edilen kule, farklı dönemlerde farklı amaçlarla kullanılmasının ardından 2020'den itibaren, bir sergi mekânı ve müze olarak hizmet verir. Hem Beyoğlu'nun hem de İstanbul'un sembol yapılarındandır. Kuleden İstanbul’un eşsiz manzarasının tadını çıkartıyoruz. Aşağı indikten sonrasında Taksim ve İstiklal caddelerine rehberimiz eşliğinde ve anlatımlarıyla gezerek en son Taksim Meydanı’nda bitiriyoruz. (Taksimdeki o meşhur kırmızı trende fotoğraf çekilmeyi unutmayın. 😅) Aracımız Bizi almaya geliyor ve Eminönü’ne geçiyoruz. Eminönü, şehrin tarihi yarımada olarak bilinen kısmında, Haliç’in batısında yer alıyor. Osmanlı döneminde Deniz Gümrüğü’nün yani Gümrük Eminliği’nin bu bölgede yer alması sebebiyle Eminönü (gümrük önü) ismini almış. İngilizlerin 1. Dünya Savaşı sonrası İstanbul’u işgal ettiği dönemde Yahudilerin yerleştiği bölge, 1955 senesine kadar mahalle kültürünün olduğu bir semt durumundayken, daha sonraları tamamen iş merkezi haline gelmiş. 2008’e kadar ilçe konumunda olan semt, o tarihten sonra Fatih Belediyesi’ne bağlanmış. Önce Doğu Roma’nın, Bizans’ın başkenti, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olan bölgede, gündüz nüfusunun 2 milyonu geçtiği biliniyor. Bölgede Yeni Camii ve Mısır Çarşısı ziyaretlerimizi yapıp serbest zamanda vakit geçiriyoruz bu bölgede. Ardından aracımıza dönüp Dolma Bahçe Sarayına gitmek için yola çıkıyoruz. Kabataş'tan Beşiktaş'a uzanan Dolmabahçe Caddesi'yle İstanbul Boğazı arasında, 250.000 m²'lik bir alan üzerinde bulunan Osmanlı sarayı. Marmara Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol kıyıda, Üsküdar ve Kuzguncuk'un karşısında yer alır. Sultan Abdülmecid tarafından inşa ettirilen sarayın yapımı 1843 yılında başlayıp 1856 yılında bitirilmiştir. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Sarayın içerisini profesyonel rehberimiz eşliğinde gezip çıkıyoruz. Ardından Orta Köye geçiyoruz meşhur kumpirciler burada yer alıyor aynı zamanda Büyük Mecidiye Camii, Boğaz manzarası ve hediye alabileceğiniz küçük işletmecilerde burada bulunuyor. Serbest zaman tamamlandıktan sonra tekrar aracımıza geçip Pierre Loti Tepesine gidiyoruz aynı zamanda burada bulunan Eyüp Sultan Camii ziyaretlerimizi yapıyoruz. Verilen serbest zamanda bu yerleri gezebilirsiniz. Pierre Loti Tepesi, İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde Haliç'e nazır bir tepedir. Tepe adını, 1876 yılında İstanbul'a gelerek buraya yerleşen ve sık sık bu tepedeki bir kıraathaneye gelmesiyle tanınan Fransız roman yazarı ve doğu bilimci Julien Viaud'dan almıştır. Tepenin adını Eyüp Sultan Tepesi olarak değiştirmek amacıyla belediye meclisine sunulan öneri pek çok çevreden büyük itirazlar görmüş ve belediye meclisince reddedilmiştir. Tepe ve burada bulunan aynı adlı çay bahçesi İstanbul'a gelen turistlerin de sık sık ziyaret ettiği bir yerdir. Tepeye ulaşım teleferik hattı ile de mümkündür. Eyüp Sultan Camii ise etrafındaki medrese, aşhane-imaret, hamamla türbeden oluşan külliye Fâtih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’un fethinin hemen arkasından yaptırılmıştır. 2.günüde tamamlayıp otelimize tekrardan akşam yemeği alıp ve dinlenmek için dönüyoruz. Akşam saatlerinde dilediğiniz gibi otelin bulunduğu bölgede Galata’nın akşam manzarasının tadını çıkartabilirsiniz. Kendinize özel ek bir gezinti sağlamış olursunuz. 🥰

3. gün otelimizde kahvaltıyı aldıktan sonra hoş ve temiz havası olan Çamlıca Tepesine gitmek için yola çıkıyoruz. İstanbul’un eşsiz manzarasıyla birbirinden güzel fotoğraflar çekilip çay kahve içiyoruz, burada manzaranın tadını çıkardıktan sonra ve serbest zamanımızda doldurdup ardından Büyük Ada için aracımıza geçip Kartal’a gidiyoruz Ada’ya geçiş süresinde tekne turu eşliğinde denizin tadını çıkartıyoruz teknede de aynı şekilde deniz eşliğinde isteğe bağlı bir şeyler içip atıştırabilirsiniz. Büyük adaya vardıktan sonra adada neler yapılacağı hakkında bilgiler verilip serbest zamana geçiyoruz. Büyük Adanın muhteşem sokaklarında çiçeklerin ve hoş dükkanların arasında isteğe bağlı bisiklet kiralayıp gezebilirsiniz. Bir birinden farklı eğlenceli dondurma yapan dondurmacılarla karşılaşabilirsiniz (tavsiyemiz sakızlı dondurmasını tadımlamanız ☺) Deniz Manzaralı restoranlarda öğle yemeğinizi yiyip manzaranın tadını da çıkarabilirsiniz. Yapacaklarınızın arasında adanın içerisinde bulunan kiliseye gidebilir bir birinden güzel takılar satan işletmelerden kendinizi şımartabilir hoş ve tatlı olan kafelerde dinlenebilirsiniz. Bol bol fotoğraf çekilmeyi sakın unutmayın fotoğraflar geleceğe bırakacağınız en güzel hatıralardır. 🥰😍